SEVGİ BİZİM DİNİMİZDİR BAŞKA DİNE İNANMAYIZ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KIZILBAŞLIK NEDİR? ALEVİLİKLE İLGİSİ NEREDEN GELİYOR?

Aşağa gitmek

KIZILBAŞLIK NEDİR? ALEVİLİKLE İLGİSİ NEREDEN GELİYOR? Empty KIZILBAŞLIK NEDİR? ALEVİLİKLE İLGİSİ NEREDEN GELİYOR?

Mesaj  Admin C.tesi Şub. 23, 2008 1:34 am

alevilere bir de kizilbas denir neden bilmem.
(kris, 04.02.2000 19:16)#97633 !?

guner umit'in bi kac yil ekranlardan uzak kalma sebebi olan kelime..
(yok, 04.02.2000 19:19)#97635 !?

bir söylentiye göre de;uhud savaşında hz. muhammedin ağzına bir ok gelerek dişleri kırılmış,ve ağzı kanla dolmuş.hz. ali de kanı avcuna toplamış ve "bu kan yere dökülemez" diyerek başının üstüne doğru akıtmış.(çünkü söylendiğine göre muhammed "benim bir damla kanım yere düşerse,allah dünyada taş taş üstünde bırakmayacaktır" demiş)..daha sonra da savaşlarda bunu temsilen kırmızı bez sarmışlar..
(murron, 20.04.2001 00:55)#353634 !?

kızılbaş terimi 15. yüzyıldan 19. yüzyılın sonlarına kadar anadolu ve rumeli'de yaşayan taşralı aleviler için kullanılmıştır. şehirli aleviler kendilerini daha çok bektaşi olarak tanımlanmışlardır. kızılbaş terimi safevi hanedanı sah ismail ve taraftarlarının kızıl taç/kızıl sarık takmalarından gelmektedir. osmanlıya karşı öz be öz türkmen soyundan gelen sah ismail'inyanında yer alan aleviler de bu nedenle kızılbaş olarak nitelendirilmişlerdir. ancak hakim kültür (sunni yaklaşım) ve devlet (osmanlı) sürekli olarak kızılbaşları baskı altında tutmuş ve olur olmadık yakıştırmalarda bulunmuşlardır. ve budurum zaman içinde kızılbaşların kendilerini aleviolarak tanımlamasına neden olmuştur. alevi kelimesi 19. yy'ın sonlarında ortaya çıkmıştır. o zamana kadar alevilere kızılbaş veya bektaşi denmektedir.
(dikakana bey, 27.05.2002 11:52 ~ 13.08.2004 00:58)#1304841 !?

(bkz: peggy bundy)
(elcathyl, 27.05.2002 12:29)#1304918 !?

(bkz: osmanlıda kızılbas katliamları)
(zabita irfan, 19.07.2004 15:18)#5062929 !?

hazret-i ali'yi halife tanıyanlar genellikle "alevi" diye anılmışlardır. aleviler, şiiler ve bektaşiler diye üçe ayrılmaktadırlar. şiiler iran alevileridir. kızılbaşlar, bir kısım türkmenlerden meydana gelmektedir. bektaşiler ise şehir alevilerine verilen addır.

anadolu'da yörük olarak yaşayan türkmen oymaklarından bir kısmı "alevi"dir. sünnilerce bunlar halk arasında "kızılbaş" demek alışkanlık haline gelmiştir.

anadolu alevileri, kızılbaşlardan başka şu kollara ayrılmaktadırlar:
- akbaşlar: abbasi devrinin alevileri
- açıkbaşlar: özbek türk alevileri
- yeşilbaşlar: şiiler yani acem alevileri
- karabaşlar: sıffin savaşında ayrılan şamlı aleviler

kızılbaş'ın kelime olarak hakaretamiz kullanılması da, bu sözden alınnmak da anlamsızdır. anadolu'da kızılbaş, bektaşi, tahtacı (bkz: tahtacılar) ve hurufî (bkz: hurufilik) adıyla yaşayan alevilerin sayısı 10-12 milyonu bulmaktadır. bunlar yarı gruplar halinde yaşamakta, birbirlerine töre ile bağlı bulunmaktadırlar.

kızılbaşlığın anadolu'da yayılışı kırşehir, ankara, sivas, diyarbakır, tunceli, erzurum ve kars'a kadar dayanmıştır. ayrıca güneyde toroslar'dan antalya'ya buradan da çanakkale'ye kadar uzanan bölgede yaşayan ve adlarına "tahtacı" denen göçebeler de kızılbaştır. ege'de izmir, manisa, kütahya, balıkesir çevresinde de kızılbaş köyleri bulunmaktadır.

orta anadolu kızılbaşları hacı bektaş-ı veli'nin çelebi ocağına, tahtacılar ise izmir'in narlıdere köyündeki "yanın yatır ocağı"na, aydın reşadiye'sindeki "hacı emir" ocağına bağlıdırlar.

kızılbaşlar sünnilerden kız almamakta, kendi aralarında evlenmektedirler. kızılbaşlarda boşanmak da bulunmamaktadır. kızılbaşlarda işsiz yoktur. işini kaybedene hemen yeni iş bulunmaktadır. sık sık toplanmaya ve içkiye düşkündürler.

kızılbaşlar bıyıklarını dudaklarının üzerine doğru uzatmaktadırlar. kızılbaş dedeleri uzun saç ve top sakal bırakmaktadır. dedelik babadan oğula geçmektedir.

ocak, eşik, kadın ve şarap kızılbaşlılıkta kutsaldır. gizliliğe büyük önem verilmekte, sırlar titizlikle saklanmaktadır. kızılbaşın mutlaka evli olması gerekmektedir. tarikata girmek isteyene "can" adı verilmektedir. genellikle karı-koca tarikata beraberce girmekte ve düzenlenen özel törene beraber katılmaktadırlar.
(matarama su ko, 24.07.2004 09:44)#5125735 !?

(bkz: redhead)
(as if existed, 24.07.2004 10:02)#5125796 !?

(bkz: haydarisarik)
(olmayanaergi, 07.10.2004 17:06)#5976678 !?

lefkoşada bir mahalle, çok eskiden şehir dışında bir köy iken zamanla lefkoşaya dahil olmuş.
(dev, 07.10.2004 17:09)#5976709 !?

kızıl baş itfaye erlerinin diğer adıdır
(uzlanmaz, 07.10.2004 17:27)#5976901 !?

osmanlının türkmen dediği göçebe oğuz boylarının geleneksel başlığı kızıl börktür. osmanlı'nın devletleşmesiyle birlikte, kandaş toplumun eşitlikçi değerlerini korumaya çalışan türkmenler, osmanlı tarafından kızılbaş olarak anılmaya başlanmışlardır.

"amasya ve tokat vilayetlerinin kızıl kocaoğlanları türkmenlerinden gece ve gündüz rahatlıkları yoktu.. yolcular, büyük bir cemaat olmayınca, bir şehirden bir şehire gidemezlerdi. şöyle ki, gündüz, şehir içinden hamamdan kadın alırlardı, giderlerdi. kimse bir şey söyleyemezdi."
mehmet neşri, neşri tarihi
(kasagi, 29.03.2005 14:17)#7198787 !?

ozellikle haluk dursun, nil'den tuna'ya osmanlı yazıları isimli kitabında rumeli'de yaşayan kızılbaşlar hakkında bilgi verir. kendisi balkan gezileri sırasında bulgaristan ve yunanistan'da hala kendilerini ve kültürlerini muhafaza eden kızılbaş köylerini ziyaret edip bu insanları ve kültürlerini anlatır. böyle bir köye girdiğinde yaşlı bir amcaya türkçe bu köyde alevi olup olmadığını sorar. amcanın cevabı "te be hepimiz aleviyiz be can".

tabi bu kitabın konusu sadece kızılbaşlar değildir. eski osmanlı topraklarında kalan osmanlı izleri hakkındadır bu eser. yanlış anlaşılmaya
(neoman, 29.03.2005 14:30 ~ 14:32)#7198896 !?

asagıdaki pasaj sevket sureyya aydemir in suyu arayan adam adlı eserinden alınmıştır.

savas yılları ,boluk komutanın askerlerle olan kısa diyalogu

fakat asıl şaşkınlığım ikinci derste oldu. daha ilk sual cevaplarda anlaşıldı ki, bu askerler yalnız hangi dinden olduklarını değil, hangi milletten olduklarını da bilmiyorlardı.

- biz hangi milletteniz

deyince her kafadan bir ses çıktı:

- biz türk değil miyiz?

deyince de hemen

- estağfurullah!...

diye karşılık verdiler. türklüğü kabul etmiyorlardı. halbuki biz türk'tük. bu ordu türk ordusuydu. türklük için savaşıyorduk. asırlarca süren maceralardan sonra son sığınağımız ancak bu türklük olabilirdi.

fakat ne çare ki bu “biz türk değil miyiz?” diye sorunca “estağfurullah” diye cevap verenlerin görünüşe göre türk demek kızılbaş demekti. kızılbaşlığın ise ne olduğu bilinmiyordu. ama, onu her halde kötü bir şey sanıyorlardı. yahut belki de aslında kendileri kızılbaş oldukları halde böyle görünüyorlardı.

anadolu’da vaktiyle binlerce, on binlerce insan kızılbaş oldukları için öldürülmüşlerdi. gerçi bu öldürülenler hakiki saf türk aşiretler halkı, oğuz türkleri'ydiler. demek ki korku hala yaşıyordu.
(zabita irfan, 05.07.2006 19:13 ~ 19:14)#9766779 !?

ben gazi mahallesi olaylarini bu gaftan oturu oldu sanmistim. cocuktum ufaciktim. bak hala da bilemem ne fitilledi o olaylari

benim gibi cahil cuhela kalmak istemeyenler buyursun (bkz: gazi mahallesi olaylari) anlarsa bana da anlatsin niye tarandi o kahvehaneler, insanlar
(coolblue, 09.04.2007 12:01 ~ 12:26)#10739858 !?

hakkında ufak tefek yanlış anlaşılmalar dışında 2 büyük yanlış bilgiye sahip bir kavramdır. ilki kızılbaşlığın bir alevi kolu, yolu olması diğeri adını hz. ali dönemlerinde yaralı askerlerin kanına boyanmış sarıklardan aldığıdır. kızılbaşlık kavramı şah ismaildöneminde safevi devleti döneminden gelmektedir. daha önceki dönemlerde bu kavram hiç kullanılmamıştır. kullanılsa dahi günümüz alevilik/kızılbaşlık kavramı ile ilgisi yoktur.

safevi devletinin asıl kaynağı olan şeyh cüneyt oğlu şeyh haydar döneminde, haydarın askerleri kızıl sarık kullanırlardı. yinede bu dönemlere ait kızılbaşlık kelimesi popüler değildi. bozkırda irili ufaklı olan kabilelerden farksız olan bu küçük ordu asıl popülerliğini ismail’in üst üste türkmen süvarilerle kazandığı savaşlarda kazanmıştır. hızlı ve çevik olan bu küçük ordu büyümüş, taraf toplamış ve genişlemiştir. kızıl sarıklı bu süvarilerin adı çevre şehirlerde, bağdatta, iranda, anadoluda "kızılbaşlar" olarak geçmektedir.

xv. yüzyılda askeri orduya verilmiş bu isim. daha sonraki dönemlerde anadoludaki tüm alevilere kadar inmiştir. genel anlamda aleviler için kullanılan bir kavrama dönüşmüştür.
(lost wisdom, 09.07.2007 00:27)#11017434 !?

kıbrıs'ta böyle bir bölge vardır. kıbrıslı türklerin de türkmen soyundan geldiği bilinir. osmanlı zamanında kıbrıs'a alevi türkmen sürgünü yapıldığı da konuşulur. bu kızılbaş bölgesinin alevilikle ilgili olup olmadığını kime sorduysam net bir cevap veremedi. ama kıbrıslı türklerin dine bakış açıları alevilerle örtüşür.
(some1, 22.11.2007 16:29)#11757791 !?

taa şeyhülislam ebusuud efendi'nin fetvalarından beri kızılbaş terimi manipüle edilip sünni halk arasında küfürleştirilmiştir. daha bugün genç bi taksiciden duydum.
efendim taksicimiz aldığı iki genç kız müşteriyle birlikte bir mezarlığın yanından geçerken müziği kısmıştır ve kızlar da ölülerin müziği zaten duyamayacağını söyleyip gülmüşlerdir. bunun üzerine taksici genç zaten kızılbaş oldukları belli de yani gene de bu kadar saygısızlık edilmez kardeşim modundaydı.

halbuki kızılbaş terimi peygamberin defnedilmiş naaşını yerinden çıkartıp tekrar cenazı namazını kılarak defnetmek isteyen ömer ve ebubekire karşı, naaşın başında eline uçlarında demir bulunan iki adet sopa alarak ve kafasına kırmızı bir bez bağlayarak bekleyen ali'den alır. hatta bu iş için mezara giden grupta bulunan muaviye aliyi o halde görünce aklına hz.muhammed'in "kardeşim ali başına kırmızı bez bağlayıp eline bir asa aldığı zaman doğudan batıya kadar insan ona hamle yapsalar hepsini öldürür" sözü gelmiş, takımı o çirkin işi yapmaktan vazgeçirmiştir.
(bubez laab, 05.01.2008 03:45 ~ 03:47)#

Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 13
Kayıt tarihi : 22/02/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz